Economic Update

Published 21 Nov 2015

Türkçe

The return to single-party government and a commitment to fast track economic reforms have boosted investor confidence in Turkey, though rising inflation and low growth rates could hamper the prospect of renewed fiscal and political stability.

The November 1 general election – Turkey’s second in five months, following the June 7 ballot that left its parliament without a majority – saw the Justice and Development Party (AKP), led by Prime Minister Ahmet Davutoğlu and President Recep Tayyip Erdoğan, swept back into power, returning 316 deputies to the 550-seat legislature.

The strength of the government’s victory surprised many stakeholders, with most opinion polls predicting the AKP would garner around 40-43% of the popular vote, as opposed to the nearly 50% it received.

Analysts contend the latest election result was driven, at least in part, by voter appetite for greater political and economic stability, as well as reinforced security.

The local economy slowed significantly in the wake of the mid-year ballot as investor confidence waned, while hostilities with Kurdish separatists resumed after a two-year truce and a spate of attacks culminated in twin suicide bombings in Ankara in October.

Economic exuberance

Many risk analysts welcomed the return to single-party rule, with the AKP’s win seen as signalling more market-friendly conditions for the economy, according to Seltem Iyigün, an analyst with insurer and risk evaluation firm Coface.

“Confidence is returning as the political uncertainty ends,” Iyigün told local media in early November. “The single-party government will have larger room than a coalition to address the structural issues of Turkey’s economy. In the long run, steps that the new government will take to address these issues will be significant to Turkey’s economic performance.”

The Turkish lira saw an immediate rebound in the wake of the AKP victory, regaining some of the losses suffered in the months of uncertainty following the inconclusive June 7 vote. The currency had fallen by more than 25% year-to-date against the US dollar.

The lira rebounded from record pre-election lows of TL3.06 to the dollar to just under TL2.80, appreciating by more than 4% on November 2 alone – one of the largest single-day increases since 2008, according to analysts.

Turkish bond yields also eased following the election, by around 50 basis points, according to Coface, with Turkish credit default swaps down 24 basis points over the weekend, at their lowest level since July. Meanwhile, the main index of the Borsa Istanbul jumped 5.5% on the first post-election day of trading – its largest one-day jump in two years.

Structural weaknesses to tackle

Although welcome news after months of growing uncertainty, the post-election market exuberance appears to be fading somewhat, as investors wait for structural issues to be addressed.

According to the most recent figures, while headline inflation eased to 7.6% in October, core inflation reached its highest level in a year, at 8.9%. Although tighter monetary policy will likely be needed to bring inflation back in line with the Central Bank’s 5% target, ongoing political pressure to cut interest rates, which intensified earlier this year, could exacerbate concerns.

Addressing outstanding structural issues and enacting policies to promote sustained growth will be essential for improving Turkey’s credit rating and long-term appeal as an investment destination, according to Alpona Banerji, senior credit officer at ratings agency Moody’s. Credibility is particularly crucial for Turkey, given the country’s historically large exposure to portfolio investment flows, which are more volatile than foreign direct investment.

“The credit outlook will be determined by the policy environment and policy implementation that would overcome a slowdown in growth and high inflation, as well as the inhospitable capital environment that most emerging markets are going to be facing,” Banerji said in early November.

Nihat Zeybekci, interim Minister of Economy, told media that the government is committed to fast-tracking economic reforms aimed at removing structural obstacles, including the current account deficit.

“The implementation and initiation of all investment and consumption decisions, which were delayed due to the risk of political instability, will ensure stronger, faster growth,” he said in early November, adding that GDP is expected to expand by 5% in the coming years. This stands in contrast to the most recent IMF estimates, which forecast 2.9% growth in 2016.

Wait & see

Not surprisingly, many investors are reserving judgement on the medium-term outlook for the Turkish economy until the policy priorities of the government become clearer.

Ratings agency Fitch sounded a note of caution in its post-electoral review. “Reduced uncertainty over elections and the composition of the government does not necessarily translate into reduced political risk,” the agency said in a note issued on November 2. “The implications for Turkey’s sovereign credit profile and rating will depend on whether the result produces a more stable and predictable political environment that is conducive to structural reform and economic rebalancing.”

Oxford Business Group is now on Instagram. Follow us here for news and stunning imagery from the more than 30 markets we cover.

 

 

Türkiye’nin seçim sonuçları güvenin arttığını gösteriyor

In English

Yükselen enflasyonun ve düşük büyüme oranının ekonomik ve siyasi istikrarın sürekliliğini tehdit etmesine karşın, tek parti hükümetine dönüş ve hızlı ekonomik reformlara devam etme kararlılığı, Türkiye’deki yatırımcı güvenini artırdı.

Meclisteki çoğunluk iktidarını askıya alan 7 Haziran seçimlerinden beş ay sonra tekrarlanan 1 Kasım genel seçimleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP’nin 550 sandalyeden 316’sını alarak yeniden iktidara gelmesine tanıklık etti.

Hükümetin oyların %50’sini toplayarak elde ettiği güçlü zafer, AKP oy oranının %40-43 olacağını tahmin eden kamuoyu araştırması şirketleri de dahil olmak üzere birçok kişiyi şaşırttı.

Analistler, son seçim sonuçlarının kısmen de olsa seçmenin siyasi ve ekonomik istikrar ile daha güçlü bir güvenlik arayışından etkilendiğini iddia etmektedir.

Haziran ayındaki seçimin ardından yerel ekonomi, yatırımcı güveninin düşmesiyle büyük ölçüde zayıflamıştı. Kürt ayrılıkçılarla olan çatışmalar iki yıllık bir ateşkesin ardından yeniden başlamıştı ve ardı ardına gelen saldırılar Ekim ayında Ankara’daki intihar saldırılarına kadar uzanmıştı.

Ekonomik canlılık

Sigorta ve risk değerlendirme firması Coface analisti Seltem İyigün’e göre, birçok risk analisti, AKP’nin zaferini daha piyasa dostu ekonomik koşulların bir işareti olarak gördü ve tek parti yönetimine dönüşü hoş karşıladı.

İyigün, Kasım başında yerli basına verdiği bir demeçte “Siyasi belirsizlik biterken güven yeniden artıyor.” dedi. “Tek parti hükümeti, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarını çözmede bir koalisyon hükümetine kıyasla daha etkin olacaktır. Uzun vadede, yeni hükümetin bu sorunları gidermek için atacağı adımlar, Türkiye’nin ekonomik performansına yön verecektir.”

Türk Lirası, AKP’nin zaferinin hemen ardından yeniden yükselişe geçti ve sonuçsuz kalan 7 Haziran seçimlerini takip eden belirsizlik aylarında yaşadığı kayıpların bir kısmını telafi etti. Lira, ABD Doları karşısında yıllık %25’ten fazla kayıp yaşamıştı.

Analistlere göre, seçimden önceki günlerde dolar karşısında 3,06’ya kadar düşen Türk Lirası,  2 Kasım gününden itibaren  %4’ten fazla güç kazanarak hızla 2,80’e ulaştı ve 2008 yılından bu yana en büyük günlük artışını yaşadı.

Coface’e göre, seçimden önceki hafta sonu 24 baz puan düşen Türk kredi borcu takas sözleşmeleri Temmuz ayından beri en düşük seviyeye ulaşmıştı. Türk tahvil gelirleri de seçimin ardından yaklaşık 50 baz puanlık bir artış yaşadı. Aynı zamanda, Borsa İstanbul’un ana endeksi, son iki yıldaki en büyük günlük yükselişi gördü ve seçimin ardından ilk günde %5,5 yükseldi.

Ele alınması gereken yapısal zayıflıklar

Aylarca giderek artan belirsizlikten sonra gelen iyi habere rağmen, yatırımcılar yapısal sorunların ele alınmasını beklemektedir ve bu yüzden piyasalardaki heyecanın seçimin ardından yavaşça azaldığı görülmektedir.

Son rakamlara göre manşet enflasyonun Ekim ayında %7,6’ya düşmesine rağmen çekirdek enflasyon %8,9 ile son bir yıldaki en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Daha sıkı para politikalarıyla Merkez Bankası’nın hedefine uygun biçimde enflasyonun %5’e düşürülme ihtimali yüksek olmasına karşın, bu yıl artan faiz oranlarını azaltmaya yönelik devam eden siyasi baskı endişeleri artırabilir.

Derecelendirme kuruluşu Moody’s kıdemli kredi uzmanı Alpona Banerji’ye göre, Türkiye’nin kredi notunun iyileştirilmesi için ve uzun vadede cazip bir yatırım noktası haline gelmesi için mutlaka önemli yapısal eksiklikler tamamlanmalı ve sürekli büyümeyi teşvik edecek politikalar yürürlüğe konulmalıdır. Ülkenin geçmişte doğrudan yabancı yatırımlara kıyasla daha değişken olan portföy yatırım akışlarına büyük ölçüde maruz kaldığı düşünüldüğünde, güvenilirlik Türkiye için büyük önem arz etmektedir.

Banerji Kasım ayı başında, “Yavaşlayan büyümenin, artan enflasyonun ve gelişmekte olan piyasalardaki sermaye ortamındaki kötüleşmenin önüne geçecek politikalar ve siyasi ortam kredi durumunu değiştirebilir.” dedi.

Geçici Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, hükümetin cari açık gibi yapısal engelleri ortadan kaldırmaya yönelik ekonomik reformlara hız vermeye kararlı olduğunu söyledi.

Kasım ayı başında “İstikrarsızlık endişesi ile ertelenen yatırım ve tüketim kararlarının da devreye girmesi ile büyümemiz hız kazanacaktır.” diyen Zeybekçi aynı zamanda GSYİH’de önümüzdeki yıllarda %5 artış beklediklerini belirtti. Bu oran, IMF’nin 2016 yılı için %2,9 olan büyüme tahminiyle tezat oluşturuyor.

Bekle ve gör

Şaşırtıcı olmamakla birlikte birçok yatırımcı, hükümetin öncelikli politikaları henüz netleşmediği için Türkiye ekonomisinin orta vadeli görünümüne ilişkin hüküm vermek için beklemektedir.

Derecelendirme kuruluşu Fitch, seçim sonrası incelemesinde temkinli davranma uyarısında bulundu. Kuruluş 2 Kasım’da yaptığı açıklamada “Seçimlerle ve hükümetin yapısıyla ilgili belirsizliğin azalması, siyasi riskin de azalacağı anlamına gelmemektedir.” diye belirtti. “Seçim sonucunun Türkiye’nin kredi profili ve reytingi üzerindeki etkileri, yapısal reformlara ve ülkeyi ekonomik dengelenmeye taşıyacak daha istikrarlı ve öngörülebilen bir politik ortama bağlı olacaktır.”