Economic Update

Published 16 Sep 2015

Türkçe

With double-digit increases in profits and assets reported mid-year, Turkey’s banking sector remains relatively unscathed amidst ongoing political uncertainty, renewed security threats and a slowing economy. However, as borrowing costs rise, ratings agency Standard & Poor’s (S&P) predicts a cooling in the country’s banking climate.

In late July S&P cautioned against the imbalance of short-term deposits and relatively high external debt, with the roughly one-third of commercial loans denominated in foreign currency contributing to credit risk.

Profit optimism

According to a report from Turkey’s sector watchdog, the Banking Regulation and Supervision Agency (BDDK), bank profits and assets both posted strong growth over the past year, with sector net profits for the first six months up 11% year-on-year (y-o-y) at TL13.8bn (€4.2bn) and bank assets expanding by 21.5% to reach TL2.2trn (€669.3bn). Loans on record totalled TL1.4trn (€425.9bn) at the end of June, up 25% y-o-y.

Turkish banks also remain fairly well capitalised, thanks to lessons learnt from the 2001 banking crisis, with capital adequacy ratios hovering around 20% in the eight years to 2010, according to figures from the BDDK.

While recent financial results for the banking sector provide cause for optimism, analysts are concerned that depreciation of the lira, down 32% y-o-y in August against the dollar, and turbulence in other sectors of the economy could expose banks to contagion.

Lira pressure

In mid-May ratings agency Moody’s warned that depreciation of the lira would encumber Turkey’s banks, which rely heavily on external funding to underpin their activities. With some 30% of the sector’s loans denominated in foreign currencies, further depreciation of the lira would have an adverse impact on repayment costs, Moody’s predicted.

Borrowing costs could climb even higher by year’s end if talk of credit ratings downgrades holds true. Rated “Baa3” by Moody’s, Turkey is already close to junk status, and further negative ratings activity could drive up interest rates on overseas borrowing, making it even more difficult for Turkish banks to fund expansion and lending programmes.

However, given the growing economic difficulties in China and the potential for contagion, an interest rate hike by the US Federal Reserve – which had been expected this autumn – is looking increasingly unlikely. This could give Turkey some much-needed breathing room, particularly given its vulnerability to repricing of global risk.

Political gridlock

Political uncertainty has been stoked by the August 13 breakdown of coalition talks between the incumbent Justice and Development Party (AKP) and the main opposition, the Republican Peoples’ Party (CHP), which had been in discussion since the June 7 elections.

News of the stalled talks led to a 3% drop in the stock market, according to local media, while the Turkish lira reached record lows, dipping close to TL3 against the dollar.

This sets Turkey on course to return to the polls on November 1, with a caretaker administration to serve in office until the results of a new election are confirmed.

As markets look for a more certain electoral outcome to restore investor confidence, Turkey’s banks appear to be successfully weathering the storm.

“Turkey is one of the rare countries in the world which is not recapitalising its banks,” Mehmet Ali Akben, head of the BDDK, told local press in mid-August. “We do not expect that to happen.”

Oxford Business Group is now on Instagram. Follow us here for news and stunning imagery from the more than 30 markets we cover.

 

 

Türkiye’nin bankaları hala dirençli

In English

Kar ve varlıklardaki yıl ortasında açıklanan çift haneli artışlar sayesinde Türkiye’nin bankacılık sektörü, devam eden siyasi belirsizliğe, yeniden ortaya çıkan güvenlik tehditlerine ve yavaşlayan ekonomiye rağmen nispeten yara almadan yoluna devam etmektedir. Ancak borçlanma maliyetlerinin yükselmesiyle, derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P) ülkenin bankacılık ikliminde soğuma yaşanacağını öngörmektedir.

Ticari kredilerin yaklaşık üçte biri dövize dayalı olduğu için kredi riski teşkil ettiğinden, Temmuz ayı sonlarında S&P, kısa vadeli mevduatın ve nispeten yüksek dış borçların dengesizliğine karşı uyarıda bulundu.

Kar iyimserliği

Türkiye’nin sektör denetçisi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nun raporuna göre bankaların kar ve varlıkları geçtiğimiz yıl güçlü bir büyüme yaşadı. Sektörün net karı ilk altı ayda yıl bazında 13,8 milyar TL (4,2 milyar GBP) ile %11 olurken, bankaların varlıkları da %21,5 genişleyerek 2,2 trilyon TL (669,3 milyar GBP)’ye ulaştı. Kayıtlı krediler ise yıllık bazda %25 artarak Haziran sonunda 1,4 trilyon TL (425,9 milyar GBP) oldu.

Türk bankaları, 2001 bankacılık krizinden aldıkları ders sayesinde sermayelerini oldukça iyi korumaya devam etmektedir. BDDK rakamlarına göre, 2010’a uzanan sekiz yıl içinde sermaye yeterliliği oranları %20 civarında seyretmiştir.

Bankacılık sektörü için son mali sonuçlar iyimser bir bakış açısı sağlarken, analistler Türk Lirası’nın Dolar karşısında Ağustos ayında yıllık bazda %32 değer kaybetmesinin kötü etkilerinin ve ekonominin diğer sektörlerindeki türbülansın bankalara da bulaşabileceğinden endişe duymaktadır.

Lira baskısı

Mayıs ayı ortalarında derecelendirme kuruluşu Moody’s, Lira’nın değer kaybetmesinin ciddi ölçüde dış finansmana bağlı olan Türk bankaları için zorluklar doğurabileceği konusunda uyarıda bulundu. Moody’s, sektör kredilerinin yaklaşık %30’u döviz cinsinden olduğu için, Lira’nın daha fazla değer kaybetmesinin geri ödeme maliyetleri üzerinde olumsuz etkisinin olacağını tahmin etmektedir.

Kredi notunun düşürüleceğine dair konuşmalar doğru çıkarsa borçlanma maliyetleri yıl sonuna dek daha da artabilir. Moody’s tarafından “Baa3” notu verilen Türkiye çürük statüsü almaya zaten yakın bir konumdayken, negatif derecelendirmelerin artması, yurtdışı borçlanmada faiz oranlarını yükselterek Türk bankalarının genişleme ve borç verme programlarını finanse etmesini daha da zorlaştırabilir.

Ancak, Çin’in artan ekonomik güçlükleri ve bu durumun başka ülkelere yayılma potansiyeli göz önüne alındığında, ABD Merkez Bankası Fed’in faizleri yükseltmesi (bu sonbaharda beklenmişti) giderek olasılığını yitirmektedir. Bu durum, küresel riskin yeniden fiyatlandırılmasına karşı hassasiyet gösteren Türkiye’nin umulduğu gibi nefes almasına yardımcı olabilir.

Siyasi çıkmaz

İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında 7 Haziran seçimlerinden beri devam eden koalisyon görüşmelerinin 13 Ağustos’ta başarısızlıkla sona ermesinin ardından siyasi belirsizlik körüklenmiştir.

Görüşmelerin sona erdiğinin haberi, yerel medyaya göre borsada %3’lük bir düşüşe yol açmıştır ve Türk Lirası da rekor düşüş yaşayarak Dolar yaklaşık 3 TL’ye çıkmıştır.

Bu durum Türkiye’nin 1 Kasım’da yeniden sandığa gideceğine işaret etmiştir ve yeni seçim sonuçları onaylanana dek geçici bir hükümet iktidarda olacaktır.

Piyasalar yatırımcı güvenini yeniden kazanmak için daha kesin seçim sonuçları arzuluyor olsa da Türk bankalarının bu fırtınaya başarıyla göğüs gerdiği görülmektedir.

BDDK Bakşanı Ali Akben, yerel basına Ağustos ortasında verdiği demeçte “Türkiye, şu anda bankalarına kaynak aktarmayan nadir ülkelerden birisi.” diye konuştu. “Böyle bir beklentimiz de yok.” diye ekledi.