Economic Update

Published 26 Jan 2016

Türkçe

The Turkish economy remained relatively resilient in 2015, despite continued weakness among leading trade partners, instability along and within its borders, and a rising tide of Syrian refugees.

Key to its success was a renewed sense of political certainty, after a second round of general elections in November saw the ruling Justice and Development Party secure 317 of 550 legislative seats to lock in single-party rule for the next four years.

While local markets welcomed the prospect of greater mid-term economic stability, continued pressure is expected in the new year, as growing tensions with neighbours impact exports and production.

Economy shakes off concerns

Despite facing domestic and international headwinds, the Turkish economy was on track to expand by 3% in 2015, as per IMF estimates, up from the 2.9% growth recorded in 2014.

According to data issued by the Turkish Statistical Institute (TurkStat) in mid-December, GDP expanded by 3.4% year-on-year in first nine months of 2015, with the growth rate gaining momentum across each quarter, from 2.5% in the first, to 3.8% in the second, before climbing to 4% in the third.

Increased state expenditures and solid household spending drove the bulk of the expansion, with growth largely unaffected by declining imports and exports.

Turkey’s banking sector also performed strongly in 2015, with combined net profits up 5.6% year-on-year (y-o-y) as at the end of November, according to a report from the Banking Regulation and Supervision Agency.

Asset growth for the first 11 months of the year stood at 17.5% y-o-y, taking total sector assets to TL2.4trn (€719.2bn), while credit levels also rose sharply, finishing November up 18.4% at TL1.46trn (€437.5bn).

Looking ahead, GDP is expected to dip to 2.9% in 2016 before rebounding to 3.7% in 2017, according to the IMF.

Inflation forecast

GDP growth was offset in part by rising costs, with inflation reaching 8.81% y-o-y in December. While marking its highest level for the year, inflation was down from the 9.66% high recorded in 2014.

Low levels of rainfall in autumn and early winter could drive up agricultural prices in 2016, further fuelling inflation, while a weaker lira is also likely to raise import costs.

Concerns over regional and political instability, alongside a general weakening of emerging market currencies, saw the lira depreciate by some 20% in 2015, reaching a record low of around TL3.07:$1 in mid-September.

Although the currency regained some ground following the November 1 poll, it was still trading above TL2.92:$1 at the close of 2015, down from the TL2.30:$1 registered at the start of the year.

While the Central Bank of Turkey expects inflation to remain elevated well into 2016, benchmark interest rates were not increased at its most recent meeting, held in late December.

Geopolitical impact

In early December Moody’s affirmed Turkey’s “Baa3” issuer rating, citing the country’s economic resilience and strong fiscal metrics. Looking ahead, however, the agency maintained its negative outlook due to Turkey’s heavy reliance on external funding and elevated geopolitical risks.

Risks include the ongoing civil war in Syria, the breakdown of peace talks with the Kurdistan Worker’s Party and growing pressure on formerly close ties with Russia following the downing of a Russian Su-24 bomber that allegedly infringed on Turkish airspace in late November.

In the wake of the incident, Moscow imposed a series of import limitations on foodstuffs, automotive parts, textiles and other products, and halted Russian travel agencies from sending tour groups to Turkey, further impairing the already weakened tourism sector.   

Russia also suspended the TurkStream project — a submarine pipeline set to carry gas to Turkish and European markets via the Black Sea — prompting Turkey to pursue negotiations with Qatar, Turkmenistan and Azerbaijan to secure alternative sources of energy.

Further sanctions were placed on Turkey at the end of December, with Russia announcing the prohibition of Turkish involvement in its construction, tourism and hospitality industries, as well as new rules prohibiting Turkish service providers from undertaking work for Russian state or municipal agencies.

Analysts predict the restrictions will impact the Turkish construction sector in particular, which has historically been an active player in Russia. Tourism is also likely to be affected, with Russian tourists accounting for close to 10% of Turkey’s tourism revenues in 2013 and 2014.

According to Mehmet Simsek, deputy prime minister, Turkish exports to Russia were down 30-40% on the year, with annual losses expected to reach as high as $9bn. While exports were already on a downward trajectory, due to the sharp decline of the rouble and ongoing economic pressures in Russia, recent diplomatic tensions have exacerbated the trend.

Oxford Business Group is now on Instagram. Follow us here for news and stunning imagery from the more than 30 markets we cover.
 

 

2015 Yılında Türkiye’ye Bakış

In English

Türkiye ekonomisi  2015 yılı boyunca önemli ticaret ortaklarının devam eden zayıflığına, hızla artan Suriyeli mülteci sayısına, sınırlarının içindeki ve dışındaki istikrarsızlığa rağmen nispeten dirençliydi.

Bu başarısının ardında yatan önemli bir kilit noktası, Kasım ayındaki genel seçimlerle iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin meclisteki 550 sandalyeden 317’sini kazanarak dört yıl daha tek parti iktidarını garantilemesi ve siyasi istikrarın yenilenmesiydi.

Yerli piyasalar orta vadede daha güçlü bir ekonomik istikrarı olumlu karşılarken, komşularla yaşanan gerginliklerin ithalat ve ihracat etkilemesi sonucuyeni yılda da zorlukların devam etmesi beklenmektedir.

Ekonomi endişeleri hafifletiyor

İç ve dış dalgalanmalara rağmen Türk ekonomisi, 2014 yılında kaydedilen %2,9’luk büyümesini IMF tahminlerine göre 2015 yılında %3 oranında artırdı.

Aralık ayı ortalarında Türk İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilere göre, büyümenin her çeyrekte ivme kazanmasıyla (ilk çeyrekte %2,5’ten ikinci çeyrekte %3,8’e ve son çeyrekte %4’e çıkmasıyla) GSYH, 2015’in ilk dokuz ayında yıllık bazda %3,4 arttı.

Artan devlet ve hanehalkı harcamaları, azalan ithalat ve ihracata rağmen büyümenin lokomotifi oldu.

Türkiye’nin bankacılık sektörü de, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun raporuna göre, Kasım ayı sonu itibarıyla net karını yıllık bazda %5,6’a çıkararak 2015 yılında güçlü bir performans sergiledi.

Yılın ilk 11 ayındaki varlık büyümesi yıllık bazda %17,5 ile toplam sektör varlıklarını 2,4 trilyon liraya (719,2 milyar avro) taşıdı. Kredi düzeyleri ise keskin bir artışla Kasım ayını %18,4 ile 1,46 trilyon lirada (437,5 milyar avro) kapattı.

İleriye baktığımızda ise IMF’ye göre GSYH’nin önce 2016 yılında %2,9’a düşmesi ve ardından 2017’de yeniden %3,7’ye çıkması beklenmektedir.

Enflasyon beklentisi

GSYH’deki büyümenin hızını kısmen, enflasyonun Aralık ayında yıllık bazda %8,81’e ulaşmasıyla birlikte yükselen maliyetler kesti. Aralık ayında yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyon, aslında 2014 yılında kaydedilen %9,66’dan bu seviyeye düşmüştü.

Sonbahar ve kışbaşlarındaki düşük yağış miktarı, 2016 yılında tarım fiyatlarının artmasına ve enflasyonun körüklenmesine yol açabilir. Liranın zayıflaması da ithalat maliyetlerini yükseltebilir.

Gelişmekte olan piyasaların para birimlerinin genel olarak zayıflamasının yanı sıra bölgesel siyasi istikrarsızlık endişeleri de liranın 2015 yılında yaklaşık %20 rekor değer kaybetmesine (3,07 TL:1 $) neden oldu.

Lira, 1 Kasım seçimlerinin ardından biraz değer kazanmış olsa da 2015’in sonunda dolar karşısında hala 2,92 TL:1 $ üzerinden işlem görüyordu. Bu değer 2015 başında 2,30 TL:1 $ düzeyindeydi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası enflasyonun 2016’da da yüksek seyretmesini beklerken, kıstas gösterilen faiz oranları Aralık ayı sonlarında düzenlenen en son toplantıda artırılmadı.

Jeopolitik etki

Aralık başında Moody’s, ülkenin ekonomik dayanıklılığını ve güçlü mali ölçümlerini dayanak göstererek Türkiye’nin ihraççı kredi notunun “Baa3” olduğunu teyit etti. Ancak ileriye bakıldığında Moody’s, Türkiye büyük ölçüde dış finansmana bağlı olduğu için ve jeopolitik riskleri arttığı için ülkeye dair negatif bakış açısını korumaktadır.

Suriye’de devam eden iç savaş, PKK ile yapılan çözüm görüşmelerinin sona ermesi ve Kasım ayı sonunda Türk hava sahasını ihlal ettiği söylenen Rus Su-24 bombardıman uçağının düşürülmesiyle Rusyaileeskiden beri süre gelen yakın ilişkilerin zedelenmesi bu jeopolitik riskler arasındadır.

Uçağın düşürülmesinin ardından Moskova, gıda, otomotiv parçaları, tekstil ve farklı ürünlere birtakım ithalat sınırlamaları getirdi ve Rus seyahat acentelerinin turist grupları göndermesini engelleyerek zaten zayıflamış olan Türkiye turizm sektörüne daha da zarar verdi.  

Rusya, Karadeniz üzerinden Türk ve Avrupa pazarlarına doğalgaz taşıyacak olan denizaltı boru hattı Türk Akımı projesini de askıya aldı ve böylece Türkiye’nin Katar, Türkmenistan ve Azerbaycan’da güvenli alternatif enerji kaynakları aramaya başlamasına sebep oldu.

Ayrıca Aralık ayı sonunda Türkiye’ye başka yaptırımlar da uygulandı. Rusya turizm, otelcilik ve inşaat sektörlerinde Türk katılımını yasakladığını duyurdu ve Türk hizmet sağlayıcılarının Rus devleti ve belediye kurumları için çalışmasını yasaklayan kurallar koydu.

Analistler bu kısıtlamaların özellikle Rusya’da çok uzun zamandır aktif bir oyuncu olan Türk inşaat sektörünü etkileyeceğini tahmin etmektedir. Türkiye’nin turizm gelirlerinin neredeyse %10’unun 2013 ve 2014 yıllarında Rus tatilcilerden elde edildiği göz önünde bulundurulduğunda turizmin de etkilenmesi beklenmektedir.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e göre Rusya’ya Türk ihracatı %30-40 azaldı ve yıllık kaybın 9 milyar dolara ulaşacağı düşünülmektedir. Rublenin keskin değer kaybı ve süregelen ekonomik baskılar nedeniyle halihazırda düşüş güzergahında olan ihracatın bu seyri son diplomatik gerilimlerle daha da hız kazandı.